Taassub(Taassup) Nedir
1 sayfadaki 1 sayfası
Taassub(Taassup) Nedir
TAASSUB
Taassub (taassup nedir? Zararları nelerdir? ve nasıl önlenir?)
Bağnazlık, doğru veya yanlışlığa bakmaksızın bir fikrin savunmasını yapmak, kendi dinini, mensup olduğu düşünceyi veya ekolü her türlü düşünce ve inançtan üstün görmek, Taassup da kör bir tarafgirlik ve doğruluğu hiç araştırılmadan karşıt düşünceyi inkâr vardır
İnsanda herhangi bir konuda oluşan aşırı sevgi ve heyecan bilgi ile değil de cehaletle desteklenirse, o konuda taassup; ilimle desteklenirse, müsamaha (hoş görürlülük) meydana gelir Taassup sahiplerine mutaassıp denir
Her ne kadar halk arasında mutaassıp kelimesi dindar anlamında kullanılıyorsa da, bu çok yanlış bir kullanımdır Taassupa en çok karşı çıkan din İslâm'dır Hz Peygamber (sas) müşrikleri İslm'a davet ettiğinde onlar, yanlış-eksik yönleri olduğunu söyleyerek değil, körü körüne atalarının dinine sarıldıkları, hiç bir araştırma ve tartışmaya girmeden kendi dinlerini üstün gördükleri için İslâmiyet'i kabul etmiyorlardı Hak dini kabul ettirmeyen, ona karşı koyduran bu kör inada Kur'an "Cahiliyye taassubu" (hamiyyetü'l-câhiliyye) (el-Fetih, 48/26) demektedir
Bugün de İslâmiyet hakkında yeterli ve doğru bilgisi olmayan, aksine, onun hakkında yanlış bilgilere sahip olan ve kendi bildiklerini tartışmasız doğru ve üstün kabul ederek İslâm'a karşı olan mutaassıp aydınlar olabileceği gibi, dinî heyecanları çok, fakat din hakkındaki bilgileri eksik olan mutaassıp dindarlar da olabilir Müslüman mutaassıp değil, hoşgörülü olmalıdır Müsamahakâr insan, sabit fikirli değildir, medeni cesaretle fikirleri tartışabilir, doğru ile yanlışı ayırdetme gücüne sahiptir Hakkında yeterli bilgisi olmayan şeylerde körü körüne iddia sahibi değildir Ancak böyle davranıldığı zaman doğruyu anlatma imkanı olur İslâm'ın yayılışında Hz Peygamber (sas) insanlara İslâm'ı hoşgörü ile anlatmış, irşadının vazgeçilmez unsuru, müsamahası olmuştur "(Dini anlatırken) kolaylaştırınız (hoşgörülü olunuz), zorlaştırmayınız, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz" (Buharî, Edeb, 80) hadisindeki tavsiye de bunu göstermektedir
Kur'anî nasslara ve sünnete uygun olan bağlılık taassup değildir Zira iman, tasdik etmek; İslâm ise, hak ve doğru olana teslim olmak demektir bu da dine bağlılık ve sadık olmak anlamını taşır ki, buna salabet-i diniyye* denir
Bilgisizlikten kaynaklanan taassup ise inat ve muhakemesizlik üzere kuruludur Taassup yalnız dinlerde değil, beşeri ideolojilerde de bağnazca bağlılıklar neticesinde görülmektedir Müslüman dinine körü körüne değil bilinçli olarak bağlıdır
Taassub (taassup nedir? Zararları nelerdir? ve nasıl önlenir?)
Bağnazlık, doğru veya yanlışlığa bakmaksızın bir fikrin savunmasını yapmak, kendi dinini, mensup olduğu düşünceyi veya ekolü her türlü düşünce ve inançtan üstün görmek, Taassup da kör bir tarafgirlik ve doğruluğu hiç araştırılmadan karşıt düşünceyi inkâr vardır
İnsanda herhangi bir konuda oluşan aşırı sevgi ve heyecan bilgi ile değil de cehaletle desteklenirse, o konuda taassup; ilimle desteklenirse, müsamaha (hoş görürlülük) meydana gelir Taassup sahiplerine mutaassıp denir
Her ne kadar halk arasında mutaassıp kelimesi dindar anlamında kullanılıyorsa da, bu çok yanlış bir kullanımdır Taassupa en çok karşı çıkan din İslâm'dır Hz Peygamber (sas) müşrikleri İslm'a davet ettiğinde onlar, yanlış-eksik yönleri olduğunu söyleyerek değil, körü körüne atalarının dinine sarıldıkları, hiç bir araştırma ve tartışmaya girmeden kendi dinlerini üstün gördükleri için İslâmiyet'i kabul etmiyorlardı Hak dini kabul ettirmeyen, ona karşı koyduran bu kör inada Kur'an "Cahiliyye taassubu" (hamiyyetü'l-câhiliyye) (el-Fetih, 48/26) demektedir
Bugün de İslâmiyet hakkında yeterli ve doğru bilgisi olmayan, aksine, onun hakkında yanlış bilgilere sahip olan ve kendi bildiklerini tartışmasız doğru ve üstün kabul ederek İslâm'a karşı olan mutaassıp aydınlar olabileceği gibi, dinî heyecanları çok, fakat din hakkındaki bilgileri eksik olan mutaassıp dindarlar da olabilir Müslüman mutaassıp değil, hoşgörülü olmalıdır Müsamahakâr insan, sabit fikirli değildir, medeni cesaretle fikirleri tartışabilir, doğru ile yanlışı ayırdetme gücüne sahiptir Hakkında yeterli bilgisi olmayan şeylerde körü körüne iddia sahibi değildir Ancak böyle davranıldığı zaman doğruyu anlatma imkanı olur İslâm'ın yayılışında Hz Peygamber (sas) insanlara İslâm'ı hoşgörü ile anlatmış, irşadının vazgeçilmez unsuru, müsamahası olmuştur "(Dini anlatırken) kolaylaştırınız (hoşgörülü olunuz), zorlaştırmayınız, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz" (Buharî, Edeb, 80) hadisindeki tavsiye de bunu göstermektedir
Kur'anî nasslara ve sünnete uygun olan bağlılık taassup değildir Zira iman, tasdik etmek; İslâm ise, hak ve doğru olana teslim olmak demektir bu da dine bağlılık ve sadık olmak anlamını taşır ki, buna salabet-i diniyye* denir
Bilgisizlikten kaynaklanan taassup ise inat ve muhakemesizlik üzere kuruludur Taassup yalnız dinlerde değil, beşeri ideolojilerde de bağnazca bağlılıklar neticesinde görülmektedir Müslüman dinine körü körüne değil bilinçli olarak bağlıdır
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz